Çubuk, Şakül, Alan Tarama Cihazı, Uzun Menzilli Antenli Tarayıcılar, Lazerli Tarayıcı Nedir?

Çubuklar, şaküller:

Çubuklar, herhangi bir teknik temele dayanmamasına rağmen define arama konusunda uzun zamandan beri umut bağlanan aletlerdir. Bazı insanlar, bakır borulardan veya ağaç dallarından çubuklar yaparlar ve bunları ellerinde gevşek bir şekilde tutarlar. Bu çubuklar ise ellerin kıpırdamasından veya aynı pozisyonu sürekli koruyamamasından dolayı bazen sağa bazen sola doğru yönelirler. İnsanlar da bunun bir altın veya gümüş parçası yüzünden olduğunu düşünüp çubukların yöneldiği tarafa doğru hareket ederler. Uzakta duran altın, gümüş, define ile, elde tutulan çubuk veya onu kullanan kişi arasında hiçbir bilimsel bağlantı olmadığı halde böyle bir şey olabilir mi? Maalesef, bilimin geliştirdiği en manyetik, en özel malzemelerden yapılan çubuklar bile metallerin yerini uzaktan tespit edebilecek kabiliyete sahip değildir. Bu tip çubuklar ile arama yapmak, sizin zamanınıza ve emeğinize zarar vermekten başka bir işe yaramazlar.

Bir de buna benzer olarak şakülle arama şekli vardır. İnsanlar bir ipe bir nesne bağlarlar, sonra ipin ucundan tutarlar. Bir müddet sonra elin sabit duramamasından ötürü ipe asılı nesne bir tarafa doğru sallanmaya başlar ve insan o yöne doğru hareket eder. Hatta bazı iddia sahipleri derler ki: ipe asılı nesne altın olursa, şakül altını bulur, ipe asılı nesne gümüş olursa şakül gümüşü bulur. Bilimsel olarak bu da maalesef mümkün değildir. Elinizde bir ipe bağlı herhangi bir nesneyi tutarsanız, elinizin hareketinden dolayı rastgele bir yöne hareket etmeye başlar. Kişi şakülü, elini kıpırdatmadan tutarsa veya daha iyisi şakül ipinden bir yere asılırsa, rüzgarsız bir ortamda şakül hiç sallanmaz. Aşağıdaki resimde hazneli bir şakül görülüyor. Haznesine altın konulursa altına, elmas konulursa elmasa, kağıt para sıkıştırılırsa kağıt paraya sallandığı iddia ediliyor. Bu gibi aletlerin hiçbiri sizin zamanınızı harcamaktan başka bir işe yaramayacaktır.

Biz Elsan firması olarak 35 seneyi aşkın süredir dedektör imal ediyoruz ve satıyoruz, bu arada sayılamayacak kadar çok çubuk ve şakül kullanan kişiyle tanıştık. Şimdiye kadar çubukla bir şey bulana rastlamadık. Çubuklarının gerçekten altına döndüğünü iddia eden kişilerden bunu göstermelerini istedik, şimdiye kadar bir tek kişi bile bu çubukların bir şey bulduğunu yapılan denemelerde bize gösteremediler. İnsanlar bu gibi aletler ile başkalarını, ve hatta kendilerini kandırmaktadırlar. İnsanların böyle şeylerden medet ummasını, bu konudaki doğru bilgiyi yaymadan önlemek mümkün değildir.

Yapılan çubuk ve şakül denemelerinde şunu gördük. Bir çubuk (veya şakül) kullanana bir altın eşya getirip, çubuklarının ona dönüp dönmediği göstermesini istediğimizde iki türlü izlenim elde ettik: 1- Çubuk (veya şakül) ileride görülen altın eşyayı göstermedi, başka istikametleri gösterdi. 2- Bazı çubuk sahibi elini oynatarak çubuklarını getirilen ve karşıya konulan altın eşyaya döndürdü. Bunun üzerine bu şahsa “Altının nerede olduğunu gördüğün için çubukları öyle döndürüyorsun” dedik ve altını saklayalım öyle bul dedik. Altın saklandıktan sonra çubuk sahibi, altının nereye saklandığını umduysa çubuklarını o yöne çevirdi ve başarısız oldu.

İnsanlar, psikolojik olarak ve gayri ihtiyari olarak çubuklarını ve şaküllerini kalplerinin kanaat getirdiği yöne yöneltiyorlar, ama bu yön aradıkları cismin yönü olmuyor.

Bir yöntemin başarılı ve bilimsel olabilmesi için her uygulandığında doğru netice vermesi gerekir. Elsan dedektörleri altın bir cisim menzilleri içindeyse her zaman sinyal verirler. Ancak çubuklar ve şaküller yanlarında büyük altın kütlesi olsa da bazen sağa bazen sola yönelirler. Bunların hareket etmesinin yegane sebebi elin kıpırdamasıdır, civarlarındaki altın ve gümüşten etkilenmezler. Bunlarla boşuna uğraşılmamalıdır.

Elektronik alan tarama cihazları

Define arayan insanların defineyi uzaktan bulma istekleri bazı başka insanları herhangi bir gerçek işlevi olmayan aletler yapıp satma işine yöneltmiştir. Önce çubuk ve şakül imal eden ve bunları kolay inanan insanlara satan bu kişiler, son yıllarda bu işi daha da ileri götürerek, görüldüğünde güzel ve teknik bir cihaza benzeyen bir takım “alan tarama cihazı” namı altında teknik bir temele dayanmayan cihazlar imal etmekte ve pazarlamaktadırlar. Bu teknolojik görünen, ancak işlevi olmayan cihazların bir kısmı para kazanmayı tek amaç edinen bazı yerli firmalar tarafından üretildiği gibi, bir kısmı da yurtdışı menşelidir.

Yerli üretim alan tarama cihazları

Yerli alan tarama cihazlarında elde tutulan ve elin hareketiyle serbestçe sağa sola gidebilen çubuklar vardır, bu uydurma cihazın üreticisi bu cihaza teknik bir görünüş sağlamak için çubuklara birer tane kablo irtibatlandırmış ve bu kabloları da elektronik cihaz görünümünde olan kutuya bağlamıştır. Güya kutudan çubuklara sinyal gidip gelmektedir ve çubuklar altına, gümüşe dönmektedir. Bunlar tamamen gerçek dışı anlatımlardır.

Bu yerli üretim alan tarama cihazlarını satanlar karşılarındaki müşteriyi inandırabilmek için kendilerinin de pek bilmedikleri uydurma teknik tabirler kullanmaktadırlar. Uydurmayı seven kişinin diline sınır yoktur. Bu kişi duyduğu ve hoşuna giden her teknik tabiri sattığı çubukların nasıl çalıştığını göstermek için kullanacaktır. Bu kişi diyecektir ki: "çubuklar frekans manyetiği ile çalışırlar"; "çubuk ilerideki altınla aynı frekansa gelecek öyle çalışacak"; "altın metali dalgalar ve enerji yarar"; "madde kendine özgü frekansla titreşmekte ve bu bir reaksiyona yol açmaktadır".

Bu gibi asılsız anlatımlar teknik ve bilimsel eğitim almış kişiler için kulağa komik gelmektedir. Ama maalesef bu anlatımlar konu hakkında doğru bilgiye sahip olmayan kişileri inandırabilmektedir.

Yukarıdaki anlatımların neden gerçek dışı olduğunu izah etmek uzun sürer ancak gene de bazı açıklamalarda bulunalım. Toprak içinde gömülü olan altın madeninden ne dalga çıkar, ne enerji çıkar. HİÇ BİR ŞEY ÇIKMAZ. Enerji ve dalga sadece radyum, uranyum gibi radyoaktif maddelerden çıkar. Altın radyoaktif değildir, pasif bir metaldir. Eğer altın dalga yayabilen, radyoaktif bir metal olsaydı altın takmanın insan hayatına çok büyük zararları olurdu. Altın bir dalga yaymadığı için herhangi bir frekansı da yoktur. Alan tarama cihazları ise, altın ve kıymetli madenlerin yaydığı dalgaları geniş alanda tespit edip onları frekansına göre ayırt ettikleri beyanıyla pazarlanır. Oysa ki bu cihazlar kullanıcıları herhangi bir şey tespit etmeden sağa sola yürütmek dışında bir işe yaramazlar. Ortada teknik tabirler çorbası yapıp müşteriyi inandırmak ve uydurma bir cihazı satmak olayından başka bir şey yoktur.

İthal alan tarama cihazları, uzun menzilli antenli tarayıcılar

İthal alan tarama cihazlarını da yurdumuza getirip satanlar vardır. Bu alan tarama cihazlarının genel görünüşü şöyledir: tutulan bir sap üzerine monte edilmiş rasgele sağa sola dönebilen küçük bir elektronik cihaz vardır. Alan tarayıcı cihazlarının bir önceki kısımda belirttiğimiz sebeplerden dolayı bilimsel özelliği yoktur.. Yurt dışında da bu cihazların sahteliği kanıtlanmıştır.

Bu cihazların hepsine teknik bir cihaz gibi görüntüler verilmiştir. Ancak cihazların içinde uydurma ve bir fonksiyon yapmayan elektronik devreler vardır. Cihazların üzerindeki düğmeler müşterinin gözünü boyamak için yerleştirilmiştir ve kıymetli metal bulabilecek herhangi bir sisteme kumanda etmemektedir. Hatta bazı ürünlerde cihazların içinde bulunan tellerin bir kısmının ucu hiçbir yere bağlanmamaktadır ve imalatçı, cihaz açılmasın ve foyası meydana çıkmasın diye cihazın vidalarını yapıştırmıştır. Cihaz oynak bir sap üzerinde rahatça dönebilmektedir. Döndüğü yön ise kıymetli bir maddenin olduğu taraf değildir. Bu alet kendini tutan elin hafif sağa sola yatmasıyla rasgele ve yerçekiminin etkisiyle herhangi bir tarafa dönebilmektedir.

Aşağıda ithal alan tarama cihazlarının resimleri görülmektedir. Bu cihazların istisnasız hepsi uydurmadır.

Alttaki resimde imalatçı, teknik bir hava vermek için Çin malı ucuz bir hesap makinesini cihazına monte etmiştir (!).

Lazerli tarayıcılar

Şimdi, define arayanlar tarafından işe yaradığı düşünülen lazerli tarayıcılar hakkında da biraz bilgi vermek istiyoruz. Bunlar tabanca gibi şekli olan ve yöneltildiği noktanın sıcaklığını ölçen cihazlardır. Cihaz bazı firmalar tarafından define dedektörü olarak pazarlansa da, gerçek teknik adı "Infrared Termometer - Kızılötesi Termometre" dir. Cihazın tam olarak nereye yöneltildiğini anlamak için cihazın namlusuna lazer ışını gönderen bir düzenek konmuştur. Bu cihazlar define bulmak için yapılmamıştır. Bu cihazlar, sanayide kullanılan fırınların uzaktan iç sıcaklıklarını ölçmek için yapılmışlardır. Fırının içine klasik termometrelerden sokmak her zaman kolay değildir. Fırından gelen ısı dalgasından - kızılötesi dalgadan - fırının sıcaklığının uzaktan anlaşılması güzel bir şeydir. Bu cihazların pek çok üreticisi vardır ve sanayide fırınlarda (boya kurutma fırını, pişirme fırını, maden eritme fırınları v.s.) çok kullanılmaktadır. Fiyatları 100$ - 400$ arası değişmektedir. Sıcaklığı da bir kaç metre uzaktan algılayabilmektedirler.

Bu cihazlar, bazı satıcılar tarafından define bulma cihazı gibi lanse edilmekte ve değerlerinin 4 - 5 katı fiyata satılmaktadır. Bu cihazların defineyi şöyle bulduğu -gerçeklere dayanmayan bir şekilde- iddia edilmektedir: Gündüz güneşin toprak ve toprağın içindeki altın ve gümüşü ısıttığı, akşam veya gece güneş gidince de toprak içindeki altın ve gümüşün gündüz ısı topladıkları için ısı yaymaya başladığı söylenir. Bu ısının toprak yüzeyine çıktığı ve bu bölgenin sıcaklığının daha fazla olduğu, dolayısıyla termometrenin bunu fark edip, altınları - gümüşleri bulduğu anlatılır. İlk dinlemede mantıklı gibi gözükse de bu hikaye de sadece yanlışlarla dolu bir pazarlama yöntemidir. Gelin neden olduğunu beraber inceleyelim. Güneş gündüz vakti toprağı ısıtsa da ancak 10 -20 cm yüzeyini ısıtır, toprağın daha derin kısmını ısıtamaz. Altın 1- 2 metre derindeyse zaten bu mesafede güneş ışınlarıyla ne toprak ısınır, ne altın ısınır. Hatta biz kasıtlı olarak 1 metre dipteki altın kütlesini elektrikli rezistansla ısıtsak bile bunun ısısı bir metre yukarıya çıkıp toprağı ısıtmaz. Çünkü toprak ısıyı iyi nakletmez. Bir tencereyi ısıtıp toprakta 1 metre derine gömdüğünüzü düşünün. Koca bir tencerenin bile üstündeki toprağı ısıtması mümkün değildir.

Peki, altın toprak yüzeyinin 5 - 10 cm altında olsa ne olur? Güneş o ortamı ısıtırsa, altın toprakla beraber ısınır, toprakla beraber soğur. Zaten aranılan altının kütlesi gram veya kilo mertebesinde, altının etrafındaki toprak tonlarca ağırlıktadır. 100 gram altın birkaç derece daha sıcak olsa tonlarca toprağı ısıtabilir mi? Bu, bilimsel olarak mümkün değildir.

Lazerli tarayıcının da lazeri sanki bir iş yapıyormuş, tarama yapıyormuş, altını buluyormuş gibi anlatımlar yapılmaktadır. Lazer sadece termometrenin nereye baktığını gösterir. Bu termometreler sıcaklığı bir kaç metreden sıhhatli okuyabilir. Bu cihazlar toprağın metrelerce altını tarar denilerek satılıyor. Bu da beraber incelediğimiz sebepler dolayısıyla gerçek dışıdır.

Eğer toprak altındaki kıymetli metalleri bulmak istiyorsanız, bunu sadece bilime ve teknik temellere dayanan cihazlarla yapmanız sizin işinize yarayacaktır. Bu yüzden, hem emeğiniz, hem zamanınız, hem de paranızın karşılığını alabilmeniz için mühendislik prensipleri ile geliştirilmiş metal dedektörlerimizi kullanmanızı tavsiye etmekteyiz.